20 Nisan 2011 Çarşamba

Fenerbahçe - Galatasaray Medical Park 91-86 (Salondan İzlenimler)


Bizim için olduğu kadar oyuncularımızın da kalbinde unutulmaz yeri olan Caferağa salonuna (yeni salon inşaatında gecikme yaşanmazsa) vedamızın böyle unutulmaz bir şampiyonluk kutlamasıyla olması çok anlamlı oluverdi.


Maç final serisinde şampiyonluğun kutlanma ihtimali olan maç olunca, sene boyu ortalıkta olmayanların da ilgisiyle kuyruklar erken saatlerden itibaren başlamıştı, İstanbul'da kapalı bir hava vardı ama kuyruk vaktinde hava fena değildi.


Ortalıkta emniyet tedbirleri olmadığından kuyruk önlerinde karmaşa zaman ilerledikçe artıverdi. Sabırsızlanan taraftarlar bir yandan camlara vurup açın artık diye seslenirken, takım oyuncularını taşıyan minübüs gelince tezahüratlar yükseliverdi, oyuncularımız selamlayarak ana girişten içeri yöneldi. Bu arada arka tarafa yakın yerden ise bir yuhlama uğultusu yükselince rakip takımın da gelip otopark girişinde gözüktüğünü anladık.

Herkese bir bilet verileceği söyleniyordu ama satışların başlamasıyla kuyruk önündekiler de bir itiş kakışla tartışmalar başlayıverdi. Orada duran KFY montlu birileriyle kuyruk içindekilerin arasında gerilim olunca ortalıkta dolananlarda oraya birikiverdi. Polis falan gözükmeden sıra ilerlese diye düşünüyorken, bu kargaşayı duyan emniyet amiri adamlarıyla sıraya müdahale ediverdi. Sonrada gişenin başında bizzat durup herkes tek bilet alıyor mu diye göz dikiverdi. Bileti alıp hemen içeriye yöneliverdik.


Salonun her köşesi balonlarla bayraklarla süslenmiş, bir şampiyonluk maçı havasına bürünmüştü. Koltukların üzerlerine ise Fenerium'da 3 liraya satılan minik bayraklardan dağıtılmıştı. Saha içinde elinde kocaman sopalı bayraklarla altyapı oyuncuları duruyordu. Daha sonra bu bayrakların bazısı tribündekilere verilmeye başlandı.


Dışarıdaki kalabalık içeriyi doldurmaktayken, bayraklarda ortalığı renklendirince istersen donatalım dört bir yanı bayraklarla... tezahüratı ortalığı çınlatmaya başladı.


Taraftar grupları sol tarafa yoğunlaşırken, ön kısımda da sonradan gelenlerle bütün ara boşluklar dahil doluverdi, en dipte demir bariyerin orada tek bacağımı yere basamadan sıkışarak kalıverdim.
Koltuklarda duranlarda yan durarak yer açmaya uğraşıyordu. Caferağa'nın kapanışı bizim için tarihi bir kalabalıkla yapılacağı anlaşılmıştı.

Yan tarafımdaki protokol ve vip tribününe gelen yaşlı başlı kişilerde yer bulamayıp merdivenlerde dikiliyordu, kimin prestiji torpili daha fazlaysa az olan koltuklarda ona yer bulunmaya çalışılıyordu.

Vip arkası üst taraflar ile salonun sağ tarafı da erkenden doluverdi, maç sırasında ise özellikle bazen o taraflara dönerek baktığımda aynı bu şekilde oturup maçı izlemekle yetiniyorlardı, ne ıslık çalıyorlar ne tezahürat yapıyorlar, sadece bazı gaz anlarında tepki ya da tezahürata katıldıkları oluyordu, biraz da ayağa kalkmayan cimbomlu olsun zorlamalarıyla kalktıkları oldu.


Voleybol takımımızdan Nihan bir anda yanıbaşımda bitiverince onunla selamlaştık, eşi Ataman ile beraber maçı izlemeye gelmişlerdi. Violet Duca onları ayrılan yere alırken, istatistikçi Mert'te oradaydı. Ayrıca erkek takımımızdan Cengizhan eşi Nilay Yiğit ile beraber gözükünce ona doğru Cengoo diye seslenip finale çıktıkları için tebriklerimizi sundum.


Ömer Onan salonda gözükünce üzerindeki eşofmanıyla hemen dikkat çekip Ömer Onan oley tezahüratlarına selam verdi. Eşiyle oğluyla beraber saha içine geçerek pota arkası tribünde oturdular. Ayağa kalkmayan cimbomlu olsun tezahüratlarına Ömer'in oğlu hemen ayaklanıyordu, annesi de gülerek oturtuyordu. Maçtan sonra da saha içinde ki kapıdan kaçıverdiler.


Aydın Örs'te Ömer'den az önce salona girmişti, ben ona da saygıyla bir tezahürat yapılır herhalde derken ya farkedilmedi ya da rakip oyunculara sataşmak kadar önemsenmedi.



Maç öncesi şut atmaya çıkan oyuncular olunca hemen alkışlar yükseliverdi. Bir kısmına tezahüratlar yapılıyordu, Horakova gösterilen ilgiye içten gülümsemelerle selam veriyordu.


Anonscu Mustafa Özben'in "ve Fenerbahçe geliyor"... anonsuyla bütün salon ayaklanarak çalınan marşlar eşliğinde takımı karşılayıverdi, oyuncular tribüne çağırılarak bizler inandık sizde inanın bizim için bu maçı alın tezahüratları yapıldı.




Ardından rakip takımın çıkışı anons edilerek tepkiler eşliğinde onların sahaya gelişini izledik. Burası Kadıköy buradan çıkış yok sesleri ardından onlara yönelik sataşmalar yoğunlaştı. Zaten resmi ısınma periyodu öncesi sahada şut atmaya çıkan oyuncularına da laf atmalar oluyordu, her zaman ki gibi kaşar ışıl tempoları yükselmeye başladı. Bir ara kullanacak top bulamayıp bizim bench köşesine kadar gelen Tamika tepkileri çekiverdi, cool davranmaya çalışıyordu ama sinirlendiği belliydi.


Isınmalar devam ederken Coach Ratgeber bacak bacak üstüne atmış sanki koca bir sezonda neler neler yaşadık diye dalmış gitmişti.


Pota arkasında oturan Tammy Sutton Brown bazı tezahüratlara katılıyorken gözüme takıldı, hatta avaz avaz yapılırken söyleyemese de herhalde hoşuna gitmişti ki melodisini ağzında yuvarlıyordu.


Maça kasap havasıyla girip bütün ilk periyot boyunca top bize geçtiği zaman aynı beste söylendi, hiç değiştirmeden "saldırın forma için sizde savaşın,şampiyonluk inanın şimdi çok yakın,kupalar yükselecek ellerimizde, vurun kırın parçalayın!"
Mola sırasında da kesmeyip bestenin melodi kısmında o kadar sıkışıklığa rağmen sağa sola koridor yapmamız çok eğlenceliydi.


İkinci periyot farklı tezahüratlarla geçilip, devre biterken ise olağanüstü bir Fener-bahçe oley girişi ile yavaştan hızlıya tempo artırılarak salon inletildi, tüyler diken diken oldu.



Arkadaki pankartta cesuryürek kraliçeler yazdığı gibi cesurca sorumluluk alarak neredeyse bütün maç boyu oynayan Birsel'in karşısında seri boyunca dökülen ışıl kendi tribünlerine oynamaya üçlü çektirmeye devam ededursun, bunların hiçbirini yapmayan Birsel'in değeri paha biçilemez.

Maç içinde bir ara salonun sağ taraflarında oturan bir siyahi adamla o bölgedeki taraftarların tartışması büyüyüverdi. Rakip oyunculardan birinin eşi olan bu denyonun sevinçlerine gösterilen tepkilerle oraya polisler yığılıverdi, yerini değiştirmek zorunda kaldı.

Maçın son periyodunda ışıl attığı üçlükle beraberliği yakaladıklarında, yumruğunu salon tribünlerine dönerek sevinince ortalık bir anda geriliverdi. Sahaya yukarılardan atılan bir su bardağı düşünce zemin ıslandı, ayrıca farklı taraflardan atılan bozuk para ve çakmaklardan biri ortada duran Birsel'in ayakkabısına geliverdi. Hakemler oyunu durdurunca iki takım oyuncuları da kenara geçiverdiler, salonda yine .bneleşti galatasaray... tezahüratları yükselirken hakemler anons yaptırmaktaydı, oyun bir süre için soğuyuverdi. İdarecilerden sakin olma çağrıları geliyordu ama kaşar ışıl sesleri susmuyordu, sahanın temizlenmesi ardından maça devam edildi.


İkinci devre önümüzde hücum eden rakip oyunculara baskımızı artırıverdik, yaptıkları top kayıplarıyla gerizekalı, salak gibi sataşmalar yükseliyordu. Rakip takımın sürekli kendi arasında toplanıp mini break yapması milleti uyuz ediyordu. Hakemlerin çaldığı çalmadığı düdükler, itirazlar ,tepkiler derken maçın gidişatıyla stres dozajı artmaya başladı.

Bazen doğru besteler yanlış zamanda giriliverdi, beş sayı farkla molaya girince yukarıdan girilen Fenerbahçe çok pis koyar... diye rehavete girilmesi pahalıya patladı.
Bir anda eşleşme hatalarından da kaynaklı gelen sayılarla fark eridi. Molada bütün salonu ayaklandırıp bari şampiyonluk için otuz saniye ayağa kalkın bir kere uğraşın diye son çabalar sergilensin istendi.


Haydi Fener haydi, tam zamanı şimdi derken Horakova top kaybı yapınca bütün salonda sıkıntı had safhaya ulaştı. Büyük uğultu eşliğinde hücumu kullanan seimone şutu sokunca, herkesin gözü kaç saniye kaldı diye skorboarda gidiverdi ama bu esnada topu alan Horakova orta sahaya kadar yardırmıştı bile, saniyeler eriyor o büyük adımlarla mesafeyi katediyorken seimone koşan oyuncuya yandan müdahale yaparak bozunca hakemler faulü vererek heyecanın tavan yapmasını sağladılar. Basket faul kaçtı diye üzülen taraftarlar moral alkışı vermekteydi, o an Horakova'nın yerinde olmak istemezdim dedim, bütün herkes stresle suspus olmuşken gs bench tarafından çığlıklar geliyordu, ilk atış isabetli olunca onlar da yükselen tepkilerle susuverdi, nefesler tutulmuşken ikinci atışta isabetle maç uzatmaya gidince gene alkışlar yükseldi.



Oyuncular tekrar tribüne çağırılıyorlardı ama zaten sahaya dizilmişlerdi, taraftar hemen bu çağrıyı boşverip bizler inandık sizde inanın... diye tezahürat ediverdi.
Saldır Fener saldır Feeneeer diye takımı itme çabaları veriliyordu ama hem takımda hem tribünde yorgunluk başgöstermekteydi. Rakip takımda ise faul sayılarıyla eksilen oyuncular olmaya başladı.

Uzatma öncesi Ali Koç önlerindeki masalarda duran bütün su şişelerini alıp tribündekilere vermeye başladı, hadi size güveniyoruz diyordu.

Uzatmada geriden takip eden taraf biz olunca etraftakilerin iyice strese girmeye başladıklarını farkettim. Önceki gün futbol maçında gerile gerile uzatmada patlayan bünyeler, üstüne bu gerilimi de kaldırmakta zorlanıyordu. Son dakikaya gelince, serbest atışlarımız esnasında çığırtkanlık yapan galatasaray yedeklerinin sesleri daha çok çıkıyor, haydi yahu bırakmayın maçı diye etraftakileri gazlamak gerekiyordu.

Ama ön alandaki taraftarlar iki dakika önce molada Saldır Fener diye bağırıp dururken, şimdi tırnaklarını yiyordu, yanımdaki stresten ne yaptığının farkında olmadan tshirtüme sımsıkı kenetlenmiş çekiştiriyordu, önümde ise dua edenler vardı. Yani büyük çoğunluk hücumun başında tezahürat edip geri kalan sürede ne olacak diye izliyordu, yukarıdan ise saldır saldır Kanarya sesi geliyordu ama o da cılızlaşmaktaydı.


İşin savunma kısmında ise herkes artık kalan son enerjisini yüklenerek rakibin boş dönmesi için takımı ateşlemeye uğraşırken gene bütün salona haydi diye işaretler veriliyordu. Öne geçip molaya gidilmesiyle Saldır Fenerbahçe oooley tezahüratı daha bir şevkle söylendi.
Topu yarı sahada tam bizim önümüzden sokacaklardı, herkes baskı dozajını artırarak büyük bir uğultu koparırken topu boşa çıkan fowles'a yolladılar ancak onun dengesini kaybedip geriye adımlar atmasıyla bütün salondan reaksiyon geliverdi, ben geri saha zannederken hakemler hatalı yürüme çaldı. Topun bize geçmesinden dolayı ufak çaplı bir sevinç dalgası oldu.


Bizim hücum sırasında yapılan faulleri değerlendirerek savunmaya geçtiğimizde üçlük attırmamak için haydi defans diye ıslıklarla iç kulaklar zarlarımız iyice zedeleniverdi. Bir an afallayan oyuncuya kurulan baskıyla topu çalıverdik, o topu sürükleyen Angel potaya bırakırken gelen şampiyonluk sevincinin kutlaması görülmeye değerdi.

Bunca maça gidip şampiyonluk kutlamaları yaşamış biri olarak bu maçtaki gibisini görmemiştim. Zira skorun garantilendiği, artık kutlamayı beklediğimiz şarkılar türküler söylediğimiz ortamlara kıyasla, bu maçın gidişatı gereği son ana kadar stresli geçmesiyle maçın son sayısıyla tribündeki adrenalin patlamaları olağanüstüydü.

Sanki bir gün önceki antep maçındaki gol sevinci gibi, ya da futbol derbisinde yaşanan gol sevinçleri gibi, tribünün ön kısmındaki herkes birbirinin üstüne atlıyor, hopluyor zıplıyor, kimisi üç sıra aşağıda kendini buluverirken kimisi yukarıdan düşüverdi. Yan tarafımdaki vip kısımda oturan 70lik amcalar dahi gelip bizimle sarılarak kutlamaya katılıverdi.


Bu adrenalin patlama anından sonra herkes tekrar ayaklanarak hem şampiyonluğu kutlamaya hem de galatasaraya sataşmalara başladı. Şampiyon Kanarya... tezahüratları ardından her zaman her yerde en büyük Fener ve işte böyle her sene böyle cimboma böyle denilerek devam edildi.


Oyuncularımız kendi aralarındaki sevinçleri ardından tribün önüne gelince yerlisi yabancısı bütün takımın coşkulu katılımıyla yapılan pınarbaşının zevki bambaşka oldu. Kendilerine dağıtılan şapkaları tribündekilere hediye ediyorlardı.

Ayrıca dağıtılan "herşeye rağmen şampiyon Fenerbahçe" tshirtlerini de giyiverdiler.


Diğer tarafta ise maçı kaybeden taraf üzüntüyle soyunma odasına yol alırken o bölgedekilerin sataşmalarına maruz kalıyordu.

Protokoldeki adnan polata taşan tribünlerin ilgisine diklenen Nedim Karakaş'ın çabasına karşın, daha da yüksek bir sesle sallasana mendilini... diye tezahürat devam edildi. Kümede kal ve bankasya mevzularına girildi.

Şampiyon Fenerbahçem ne istersen iste benden denilerek kendi oyuncularımızla kutlamalar sürüverdi.


Tören için rakip oyuncuların tekrar sahaya gelmesiyle uğultular kopuverdi, koymak temalı argo tezahüratlar dönerken rakip takım menajeri müge hanım çıldırıp federasyon görevlilerine şikayet ediyordu, takıma çıkıp gidelim der gibi işaretler yapıyordu ama ayrılmadılar. kupanın sapını ışıl'a verin diye uzun süre bağırılırken, ışıl'a madalya takılırken oooo diye sesler yükseldi ve kaşar ışıl tempoları tekrar etti.

Hem bunlara kulak asmıyorum,umrumda değil deyip hem de sinirden tavırlar yapan ışıl, kendi taraftarının buradan on kat daha kalabalıkken hiç yabancı madde atmayıp küfürler etmediğini iddia ederek daha komik olmuş, sonuçta gidip görüyoruz neler olduğunu, burada Nevriye Yılmaz müdahale ederken orada kendisi kafasında bandajla kulaklarını da kapatıyordu herhalde.

Ali Koç ayaklanıp ön taraftaki tribün amigolarına yukarıdakiler küfür ediyor, yapmasınlar falan diyordu, sezon bitmişken milleti hala rahat bırakmıyorlardı.


Lazslo Ratgeber kendisine verilen tshirtü giymek için ceketini çıkarınca herkesten bir oooo efekti yükselerek giymesi beklendi, giydiğinde büyük alkış kopunca önce sol tarafa tribüne dönerek selam verdi, yumruğunu kalbine vurdu, daha sonra salonun diğer taraflarına saygıyla eğiliyorken, kupa kaldırılmak için bekleniyordu, didem akın koçun şovunu kesip yanına çağırmak zorunda kaldı.

Bunların yanısıra öncesinde; yukarıdan .ikilmiş Hacettepe diye tezahüratlar yükseldi, bizim kızlar madalyalarını alırken söylenen Taurasi oley oley oley tezahüratına taraftarlarla beraber katılıyordu, Penny Taylor içinde tezahürat yapıldıktan sonra herkes yılar Nevriye Yılmaz ardından Birsel Vardarlı ve Angel için tezahürat edildi.
Angel taraftara bakmıyor başkalarını dinliyorken Nevriye onun kafasını tribüne doğru çevirince, duygulanmış gibi dudağını büzüp gözlerim doldu şeklinde eliyle gözyaşı silme jesti yaptı. Tabii bu sahneyi iki şekilde yorumlamak mümkün, ya Taurasi tezahüratları ardından "yaa tabi çok seviyorsunuz beni" diye sahte gözyaşı yaptı ya da teşekkürler duygulandım anlamında.


Kupa töreni ise sanki taraftar için değilde basın için yapılıyormuş gibi onların büyük ilgisiyle kurulan medya barajı önünde yapıldı. Konfeti makinelerinin bu kadar aşırı yüklenmesini da anlayamıyorum, kupa bir kaldırılıyor, sonra bir dakika boyunca uçan kağıtlar yüzünden hiçbirşey göremiyoruz, oyuncuların o anki sevinçlerini falan anca evde televizyondan resimlerden farkediyoruz.



Oyuncular kupa ile taraftarı selamladıktan sonra protokole yöneldiler, bu arada atkılar açılıp samanyolu yapılmaktaydı,sonra milyonlarca ve hindinin cimboma bindirilmesi takip etti.

Kupa elden ele geçip pozlar verilirken zaman ilerleyiverdi, tribünden kupayı buraya getirin sesleri yükseliyordu. Koç Ratgeber'in elinde olan kupa, medyanın ayaküstü basın toplantısı yüzünden gecikmeli geldi, basına tepkiler verildi.
Koç daha fazla uzatmayıp tribüne yöneliverdi, kupayı öndekiler verdikten sonra taraftarları tekrar selamladı, i love you Ratgeber diye tezahüratlar ettik.
Bu arada Angel üstünü giyinmiş yanındaki diğer siyahi kız arkadaşıyla saha içinden dışarı çıkan kapıya yöneliyordu, i love you Angel diye ilgi ona yönelirken koç ona seslenip tribüne gitmesini işaret etti. Angel el sallayarak salondan ayrıldı.

Sezon boyu maça gelmeyenlerin saha içindeki oyunculardan tshirt şapka vb. kapmak için önlere yığılması da komik bir görüntü oluşturuyor, salon büyük oranda boşalmıştı, kalan az bir kesim fotoğraf pozları veriyordu.

Neyse bunları es geçip hemen lavaboya yönelerek çantamdaki yedek tshirtle üstümü değiştirmeye gittim, 50.yıl salonundan haber gelmişti, yıldız erkekler derbisi maçı önceki maçlar uzayınca rötarla saat altı gibi başlayacak diye çıkışta oraya gidip yalnız bırakmayalım dedik.

Meğersem Caferağa'da halkoyunları festivali finalleri yapılacak diye dışarda bekleyen büyük bir kalabalık varmış, onlar içeri girerken aynı kapıdan dışarı çıkmak çok zor oldu, salondaki bir günlük yoğunluk çok ilginçti.

Fazla gecikmeden iskeleye yönelip maça yetişelim derken etraftaki onlarca kişiye söylesekte fazla umursayan olmadı. Yolda gördüğümüz Niço Ataman ile kebapçıya girerlerken selamlaşıp haftaya da sizle mesaimizde görüşürüz dedik.

Sadece yedi kişi olarak 50. yıla gidip kalan son enerjimizle gençleride destekledik, bizim gelmemizle orada oturarak maçı izleyen galatasaraylı seyircilerde alevleniverdi, içiçe otursakta temiz bir rekabet oluverdi. İlk seti kaybedip sonraki setleri kazanan yıldız takımı final grubunda liderliği almış oldu.

17 Nisan 2011 Pazar

AĞLA gs mp + TBF + Turgay Atasü + Hacettepe.KRALİÇELERİM ŞAMPİYON !!!!


TBBL’de Fenerbahçe Şampiyonluğa Ulaştı.
17.04.2011
Türkiye Bayanlar  Basketbol Ligi play-off final serisi 4. maçında Fenerbahçe, Caferağa Spor Salonu’nda Galatasaray Medical Park’ı uzatma sonunda 91-86’lık skorla mağlup etti ve seriyi 3-1 kazanarak 2010/11 sezonunu şampiyon olarak tamamladı.

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi play-off final serisi dördüncü maçında Fenerbahçe, Caferağa Spor Salonu’nda Galatasaray Medical Park’ı uzatma sonunda 91-86’lık skorla mağlup etti. Seriyi 3-1 kazanan Sarı-Lacivertliler, bu sonuçla 2010/2011 sezonunu şampiyon olarak tamamladı.

Karşılaşmayı Türkiye Basketbol Fedrasyonu As Başkanı İmran Işıldar, TBF Kadın Basketbolundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Julide Sonat, TBF Yönetim Kurulu Üyeleri Nuri Tan ve Hüsnü Karagözoğlu, TBF Ligler Direktörü Ahmet Araşan, A Milli Kadın Takım Menajeri Canan Erdoğan, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat’ın yanı sıra Fenerbahçe ve Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri de izledi.

Mücadeleye Seimone Augustus ve Tamika Catchings’in sayılarıyla başlayan Galatasaray Medical Park, ilk 1.5 dakikada skoru 0-4 yaptı. İlk sayılarını Matovic’in asistinde Birsel ile bulan Fenerbahçe, üçüncü dakikaya girilirken de Angel Mc Coughty ile eşitliği yakaladı (4-4). Temponun düştüğü bu dakikalarda özellikle Angel ile hücumları değerlendiren Sarı Lacivertliler, 7.dakikada 12-8 öne geçti. Seimone Augustus ve Sylvia Fowles ikilisiyle pota altını kullanan konuk ekip, Tamika Catchings’in de üç sayı isabetiyle durumu 17-15’e getirdi. Son bölümde Nevriye Yılmaz ile hücumları iyi organize eden Fenerbahçe, ilk periyotu da Birsel Vardarlı’nın basketiyle 25-21 önde tamamladı.

İkinci periyotun ilk bölümünde iki takımda hücumda skor bulmakta zorlandı. Hana Horakova ile serbest atışları değerlendiren Sarı Lacivertliler karşısında Galatasaray Medical Park, Doneeka Hodges ile dört sayı birden buldu. Nevriye Yılmaz’ın kenarda olduğu bölümde Nevlin ve Matovic ikilisiyle boyalı alandan skor üreten Fenerbahçe, 15.dakikada farkı beş sayıya çıkarttı ve konuk ekip mola aldı (30-25). Ara sonrasında Tamika Catchings ile serbest atış çizgisinden bir isabet bulan Sarı Kırmızılılar, Bahar Çağlar’ın da turnikesiyle durumu 32-28 yaptı. Ancak Nevriye Yılmaz ile Ivana Matovic’in pota altından ürettiği sayılarla Fenerbahçe farkı 8 sayıya çıkarttı ve Sarı Kırmızılılar da mola aldı (36-28). Fenerbahçe, karşılaşmanın ilk yarısını da 40-33 önde tamamlayarak soyunma odasına üstün gitti.

Seimone Augustus ile Angel Mc Coughtry ikilisinin sayılarıyla üçüncü periyotun ilk dakikası geçildi. İki takımında pota altına top indirerek hücum ettikleri bu bölümde Sylvia Fowles’ın beş sayısı ve Seimone Augustus’un da üç sayı isabetiyle Galatasaray Medical Park farkı bir sayıya indirdi (48-47). Mola alan Fenerbahçe, ara sonrasında iki hücumu değerlendiremezken, Augustus’un basketiyle Sarı Kırmızılılar 48-49 öne geçen taraf oldu. Ivana Matovic’in orta mesafeden bulduğu isabet ve Angel Mc Coughtry’nin de turnikesiyle Fenerbahçe 28.dakikaya 52-49 üstün girdi. Hodges’un top kaybı sonrasında Nevin Nevlin ile son saniyede turnike basket bulan Sarı Lacivertliler, periyotu da 55-51 önde tamamladı.

Mücadelenin final periyotuna Nevin Nevlin’in basketiyle başlayan ev sahibi ekip karşısında Sarı Kırmızılılar Seimone Augustus ile yanıt verdi. Temponun yükseldiği bu bölümde Tamika Catchings’in serbest atışları ve Işıl Alben’in de üç sayı isabetiyle 33.dakikada skora denge geldi (59-59). Ancak Fenerbahçe’de Angel Mc Coughtry, bu bölümde beş sayı birden üreterek skoru 64-59’a taşıdı. Hana Horakova’nın üç sayı isabeti ve Nevriye Yılmaz’ın da boyalı alandan ürettiği sayılarla Sarı Lacivertliler 37.dakikaya 69-66 üstün girdi. Mola alan Galatarasay Medical Park ara sonrasında Gülşah Gümüşay ile serbest atışları değerlendirdi. Hana Horakova’nın turnikesi sonrasında tam saha baskılı savunma yapan Sarı Kırmızılılar, Seimone Augustus’un üç sayı isabeti ve bir hücum sonrasında da bulduğu turnike ile durumu 73-73’e getirdi. Sylvia Fowles’ın sakatlanarak soyunma odasına gittiği bu bölümde Hana Horakova, bitime 28 saniye kala top kaybı yaptı. Mola sonrasında Seimone Augustus ile orta mesafeden basket bulan Sarı Kırmızılılar karşısında Hana Horakova’nın serbest atışlarıyla normal süre 75-75 eşitlikle tamamlandı.

Uzatma bölümünün ilk dakikası içerisinde Bahar Çağlar beşinci faulünü alarak kenara geldi. Nevriye ile uzatma dakikalarının ilk sayısını serbest atış çizgisinden bulan Fenerbahçe karşısında Tuğba Palazoğlu ve Tamika Catchings’in basketleriyle Sarı Kırmızılılar skoru 76-79’a getirdi. Angel Mc Coughtry ve Ivana Matovic ile serbest atışları değerlendiren ev sahibi ekip, bitime iki dakika kala skorda dengeyi yakaladı (81-81). Tuğba Palazoğlu’nun üç sayılık basketiyle son dakikaya 83-86 üstün giren Galatasaray Medical Park karşısında Hana Horakova ve Ivana Matovic ile serbest atışları değerlendiren Sarı Lacivertliler, 28 saniye kala 87-86 öne geçti. Son bölümde Horakova’nın kaptığı top ve Angel Mc Coughtry’nin de turnikesiyle Fenerbahçe karşılaşmadan 91-86 galibiyetle ayrıldı.

TBBL'de üst üste 6, toplamda 9. şampiyonluğuna ulaşan Fenerbahçe'ye kupasını TBF Kadın Basketbolundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Jülide Sonat verdi. Sezonu ikincilikle tamamlayan Galatasaray Medical Park'ın şiltini ise TBF Asbaşkanı İmran Işıldar sundu.

SALON: Caferağa Spor Salonu

HAKEMLER: Murat Biricik – Serkan Emlek – Uğur Özen

FENERBAHÇE (91): Anete Jekabsone 2 (1 asist), Hana Horakova 15 (1 ribaund- 3 asist), Birsel Vardarlı 7 (2 ribaund- 5 asist), Şaziye İvegin, Nevriye Yılmaz 11 (6 ribaund- 2 asist), Ivana Matovic 16 (5 ribaund- 4 asist), Nevin Nevlin 6 (3 ribaund), Angel Mc Coughtry 34 (4 ribaund- 4 asist)

6ALATASARAY MEDİCAL PARK (86): Tuğba Palazoğlu 5 (1 ribaund), Doneeka Hodges 6 (2 ribaund- 1 asist), Bahar Çağlar 4 (1 ribaund), Işıl Alben 7 (2 ribaund- 4 asist), Gülşah Gümüşay 6 (1 ribaund), Tamika Catchings 14 (4 ribaund- 2 asist), Seimone Augustus 31 (5 ribaund- 2 asist), Syliva Fowles 13 (12 ribaund- 1 asist)

1.PERİYOT: 25-21
2.PERİYOT: 15-12
3.PERİYOT: 15-18
4.PERİYOT: 20-24
UZATMA: 16-11





Laszlo Ratgeber: “Takım olmamızın sonucunu aldık”
17.04.2011 17:56
Fenerbahçe Baş Antrenörü Laszlo Ratgeber Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi final serisi dördüncü maçında kazanılan şampiyonlukta takım kimyasının önemli olduğunu söyledi.
Fenerbahçe Baş Antrenörü Laszlo Ratgeber Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi final serisi dördüncü maçında kazanılan şampiyonlukta takım kimyasının önemli olduğunu söyledi.

Caferağa Spor Salonu’nda uzatma sonunda 91-86’lık skorla kazanılan mücadelenin ardından 2010/2011 sezonunu şampiyonlukla kapatmanın kendisi için önemli olduğunu kaydeden Laszlo Ratgeber, “Takımımızı gerçek anlamda takım yapan bir çok etken bulunuyor. Çok zorlu bir final serisi oynadık. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda üç maç kazanarak gücümüzü göstermiştik. Bugün destek veren taraftarlarımızla maçı kaybetmemiz çok zordu. Biz de galibiyeti elde ederek şampiyonluğa ulaştık. Sezon içerisinde başkanımız ve yönetim kurulumuz da bize çok büyük destek verdi. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyorum” dedi. 

 
Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 1
Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 29Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 30Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 26


Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 21Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 20Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 18Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 17Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 16Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 15Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 14Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 12Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 11Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 10Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 8Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 19Kadınlarda şampiyon Fenerbahçe / 2

















http://www.youtube.com/watch?v=TkBEzLv8zII
  
http://www.sporxtv.com/basketbol/TBBL/fenerbahce/sampiyon-fenerbahce-%7C -iste-heyecanin-dorukta-oldugu-anlarSXTVQ22737SXQ


 AĞLA gs mp + TBF + Turgay Atasü + Hacettepe.KRALİÇELERİM  ŞAMPİYON !!!!




 gs mp'ye,TBF'ye,TBF Hakemlerine,TBF'nin Sağlık Kurulu ve Başkanı Turgay Atasü'ye, Hacettepe'ye
         

 Onur mücadelesini kazanarak herkese cevabını veren ,tişörtteki gibi HER ŞEYE RAĞMEN ŞAMPİYON olan ''Gururumuz Kraliçeler''e tebrik ve teşekkürler.
 
* Şampiyonlukta emeği geçen herkesi A'den Z'ye kutluyorum.Taurasi ve Penny dahil.
Bu Şampiyonluk kazandığımız 9 Şampiyonluktan en değerlisidir.Geçen yıl Namağlup Şampiyon olmuştuk ama bu Şampiyonlukta sadece ezik gs'ye geçirmedik sponsorları TBF ve Hacettepe'yi de geçirdik.Alayına koyduk.
 * Üst üste 6.Şampiyonluğumuz oldu.''Kutsal rakam 6'ya ulaştık''.   


 * Teknik olarak bir şey yazmaya gerek yok ama Nevriye resmen ateşle oynadı.Resmen hediye  ediyordu Şampiyonluğu.Sonlarda öyle basit hatalar yaptı ve savunmada Augustus'u tutamadı 5 sayı yedik eşitlik geldi.Gerçi burada hocanın hatası vardı.Eşleşme sorunu olacağı belliydi.
* Angel ve Horokova'ya ayrı ve özel tebrik ve teşekkürler.Angel seri başında dediğim gibi çok iyi oynadı ve fark yarattı adımıza.Winner bir oyuncu olduğunu gösterdi.Hocanın inadını da yendi.
* Horokova için söylediklerimi  işte şimdi geri alıyorum.Tam zamanında devreye girdi.O serbest atışlara bakamadım.Uzatmada da bakamadım maça,kalbim duracaktı.
* Newlin de önemli katkı yaptı sessiz sedasız final serisine.
* Augustus 'Allah seni davul etsin lan ömrümü yedin'
* Batur Abi İyi ki varsın.Yüreğine sağlık.
* Fenerbahçe'nin genetiğinde var ne yazık ki bu .Acı çekmeden,acıdan geçmeden zafer kazanamıyoruz.Mutlaka işleri zora sokacağız,herkese acı çektireceğiz ,sonra kazanacağız.
O yüzden Fenerbahçe kalbe zararlı.Artık stresi kaldıramıyorum hiç bir branşta.
Bırakacağım takip etmeyi nasıl başaracaksam ama bunu yapmalıyım.
* Daha önce yazmıştım ,bayan basketbol şubesini kapatmalıyız diye.Şampiyonlukta geldi ,tam zamanı bence.Bu kirli düzende daha fazla uğraşmanın anlamı yok.TBF rahat rahat takımına sponsor olsun.Kendileri çalsın kendileri  oynasınlar.Ha eğer Taurasi ve Penny'yi geri getirebiliyorsak seneye,o zaman yarım kalan işi (Avrupa Şampiyonluğu) tamamlamak için  1 sene daha devam edilmeli.Yoksa bence buraya kadar denmeli.
 En azından ben ''buraya kadar'' diyorum.Şampiyonluk Öykümü yazar ,noktayı koyarım.


Biraz da eğlenelim ; 
Taraftar forumlarından seçmeler 



Işıl'a tutturun ucundan...

Bu da tribünlerden ; kupayııı kaldırıınnn ışılaaa verinnnn !!!
Kupanın sapını ışıl'a verin   

Kupanın sapını Işıl'a verin
 Ezik forumlarından ;
Alican Bozok
Cevap: TKBL Play-Off Final 4.Maç | Fenerbahçe 91-86 Galatasaray MP | 17 Nisan | Maç S

Zaten hayat yeterince can sıkıcı bir de her alanda Galatasaray çilesi çekiyoruz‚ lan resmen ..... oğlanı olduk Fenerliler´e her alanda. Sidik yarışı olsa bile tokatlarlar bizi yeter artık ne olacaksa olsun sonu gelsin bu rezaletlerin 

Çağlar Kızıltepe
Cevap: TKBL Play-Off Final 4.Maç | Fenerbahçe 91-86 Galatasaray MP | 17 Nisan | Maç S
Ulan sanki sezon öncesinde Adnan Polat her branşta bunlara yeniileceğimizin sözünü vermiş gibi bu kadarda olmaz yahu